Prof.Dr.Ender YARSAN
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı
   
 
 

Genel I Tarihi I Kaplıcaları I Telefonlar I Gelenekler I Turizm I Alimler I Çamlıdere

KIZILCAHAMAM - ÇAMLIDERE BÖLGESİNİN TURİZM POTANSİYELİ
Turizm kavramı, dünyada olduğu gibi son on-onbeş yılda Türkiye'de de gerekli ilgiyi görmüş ve ülkenin ekonomik büyüme ve kalkınmadaki önemi anlaşılmıştır. Turizm faaliyetleri; çalışma alanlarının açılmasını sağlamakta, faaliyetin gerçekleştiği yöredeki halkın gelir düzeyini yükseltmekte, toplumsal kalkınmayı ve gelişmeyi hızlandırmaktadır. Ayrıca turizm bilinçli olarak yapıldığında, insanlar arsındaki kardeşliği pekiştirerek, doğal, sosyal ve kültürel çevrenin korunmasını ve değerlendirilmesini de sağlayan bir olgudur.
Turizm olgusuna bu şekilde genel bir yaklaşımdan sonra Kızılcahamam ve Çamlıdere bölgesinin turizm açısından taşıdığı özelliklere bakacak olursak; bölgenin en önemli özelliği hiç şüphesiz sahip olduğu doğal zenginliklerdir. Kızılcahamam ve Çamlıdere bölgesinde bulunan ormanlar, akarsu, yaylalar, göletler ve termal zenginlikler bölgeyi turizm faaliyetleri açısından potansiyel bir mekan haline getirmektedir. Ayrıca Ankara gibi bir metropole, Türkiye şartlarında çok iyi denebilecek ulaşım imkanlarıyla bağlanan bu bölgenin turistik özellikleri, bir kat daha önem kazanmaktadır. Bilindiği gibi Ankara bir memur şehridir ve insanların vakit geçirebilecekleri, dinlenme, eğelenme, spor yapana ve gezme ihtiyaçlarını giderebilecekleri mekan sıkıntısının çekildiği bir metropoldür. Kızılcahamam ve Çamlıdere bölgesi, kent hayatının stresinden bunalmış ve sıkılmış Ankara halkı için çeşitli turistik amaçlara yönelik hizmet sunmak imkanları bakımından en elverişli ve en yakın yer olma özelliğini bünyesinde barındırmaktadır.
Kızılcahamam ve Çamlıdere bölgesinde yapılabilecek turistik faaliyetleri; kır turizm, sağlık. turizm ve kültür turizm üç temel kategori içerisinde incelemek mümkündür. Kır Turizm denildiğinde; dinlenmek, eğlenmek, spor yapmak, iyi vakit geçirmek ve av yapmak gibi amaçlarla kır diye niteleyebileceğimiz dağlık, ormanlık ve doğal güzelliği olan alanlarda yapılan faaliyetler akla gelmektedir.
Kızılcahamam ve Çamlıdere bölgesinin kır turizm açısından çok elverişli mekanlara sahip olduğunu görmekteyiz. Bölgede bulunan Soğuksu Milli Parkı, Çamkoru Ormanı Dinlenme Alanı, Güvem Karagöl Orman Dinlenme Alanı ve Sorgun Yaylası Orman Alanı büyük önem taşımaktadır. Bu sayılanlardan en önemlisi Soğuksu Milli Parkıdır. Turistik bakımından büyük önem taşıyan bu alan, Kızılcahamam'ı çevreleyen ormanların flora yönünden step ile orman zonu arasında bir geçit teşkil etmesi sebebiyle Milli Park yapılması uygun görülmüştür. Milli Parkın, 800 hektarı ormanlık saha, 250 hektarı ise açıklık sahadıl Milli Parkta Sarıçam, Karaçam, Köknar ve Meşe cinsi orman ağaçları vardır. Parkın 1/3 i kullanma ve 2/3 si korum sahası olarak düzenlenmiştir. Ayrıca Milli Park sahasında, yaban domuzu, ayı, tilki, çakal, sincap ve tavşan gibi hayvanlar ve otuz beşin üzerinde kuş çeşidi yaşamaktadır. Yılda beş yüz bin kişinin ziyaret ettiği Milli Parkın dışında yetiştirilerek Parka bırakılmak üzere kurulmuş keklik, şahin, sülün ve bıldırcın üretme çiftlikleri vardır.
Kızılcahamam ve Çamlıdere bölgesinde kır turizm açısından önemli dağlar ve yaylaların da olduğu görmekteyiz. Bölgede yer alan 2015 metre yüksekliğindeki Işık dağı, 1980 metre yüksekliğindeki Yıldırım dağı 1838 metre yüksekliğindeki Kavak dağı ve 1435 metre yüksekliğindeki Karakiriş dağı önemli dağlardır. Ayrıca bölgede bulunan Meşeler Yaylası, Konaklı Yaylası Alakoç Yaylası, Bardakçılar Yaylası, Çamlıdere Yaylası, Benli Yaylası, Ücek Yaylası, Salın Yaylası, Sorgun Yaylası ve Buğralar Yaylası tabi güzellikleri açısından görülmeye değer yerlerdir. Bölgenin sahip olduğu bu dağ ve Yayla potansiyelinin, dağ ve yayla turizmi açısından mükemmel bir doğal imkan sağladığını söylemek mümkündür.
Kızılcahamam ve Çamlıdere bölgesinde önemli su merkezlerinin de olduğunu görmekteyiz. Bayındır, Kurtboğazı, Eyrekkaya, Baraj Gölleri ile Kızı1cahamam'da bulunan Üçbaş, Aşağıkaraören, İğdir, Çeştepe, Karagüney, Yüzüncüyıl, Akcaören göletleri ve Çamlıdere bulunan Çamkoru Gölet'i en önemli durgunsuları oluşturmaktadır. Ayrıca bölgede Kızılırmak akarsuyunun kollarının oluşturduğu bir akarsu zenginliğinin de olduğunu söyleyebiliriz.
Kızılcahamam ve Çamlıdere bölgesinde av turlarının yapılması da mümkündür. Bölgedeki ormanlık alanlarda; ayı, yaban domuzu, geyik, vaşak, kurt, tilki, tavşan, gelincik ve sincap gibi hayvanlar ile yabani güvercin, üveyik, keklik, bağırtlak ve mezgelek gibi kuş türleri de bulunmaktadır. Bunun yanında bölgede bulunan göletlerde ve akarsularda olta balıkçılığı yapmakta mümkündür.
Kızılcahamam ve Çamlıdere bölgesinde yapılabilecek turistik faaliyetlerden bir diğeri de; sağlık turizmi başka bir deyişle termal turizmdir. Bölgede sağlık turizmi başka bir değişle termal turizmdir. Bölgede termal turizme yönelik iki merkez vardır. Bunlar Kızılcahamam ve Sey hamamıdır.
Romalılar ve Selçuklular döneminde de işletilmiş olan Kızılcahamam Kaplıcası'nın, ortalama su sıcaklığı 75 O C derecedir. Kaplıca suyunun romatizmal hastalıklara, deri hastalıkları, böbrek ve idrar yolları hastalıkları, sindirim sistemi rahatsızlıkları, kadın hastalıkları, beslenme bozuklukları, kemik ve eklem rahatsızlıklarına olumlu etki ettiği tespit edilmiştir. Ayrıca Kızılcahamam' da bulunan maden suyu da; mide, Karaciğer, dolaşım sistemi rahatsızlıkları, bronşit ve kalp rahatsızlıklarının tedavisinde faydalı olmaktadır.
Sey hamamında bulunan kaplıcanın su sıcaklığı ortalama 43 O C derecededir. Ve Kızılcahamam Kaplıcasının iyi geldiği rahatsızlıklara ilave olarak; kalp ve kan dolaşımı rahatsızlıklarına, solunum yolu hastalıklarına, fiziksel ve zihinsel yorgunluklara iyi geldiği tespit edilmiştir.
Kızılcahamam ve Çamlıdere bölgesinde yapılabilecek turistik faaliyetlerden bir diğeri de kültür turizmidir. Bölgede çok fazla olmamakla birlikte tarihi ve kültürel eserler vardır. Bölgede bulunan kültürel değerler; Kızılcahamam merkezinde bulunan Romalılar döneminden kalma Kaplıca Binası, Alicin deresi'ndeki Asar Kalesi ve Kral Mezarları, Dereneci Köyünde bulunan Kral Mezarları, Çatalan ve Beşkonaak köylerinde bulunan Y.Beyazıt Askerleri Heykelleri, Verimli Köyünde bulunan türbe, Çamlıdere'de bulunan Şeyh Ali Semerkandi türbesi, Peçenekte bulunan Selçuklular döneminden kalan cami şeklinde sıralanabilir. Bölgede kültür turizmi açısından Kızılcahamam Soğuksu Festivali'nin, Çamlıdere Aluç Dağı Festivali'nin ve Çorak Panayırı'nın önemli. işlevinin olduğunu söylemek de mümkündür.
Bu temle bilgilerden soma, bölgedeki turizm potansiyelinin kullanılmasına ilişkin bir değerlendirme yapacak olursak; mevcut durum itibariyle. termal tesisler ile konaklama tesislerinin miktarı ve kalite olarak yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir. Ancak, inşaatı devam eden Yukarı Camii karşısındaki Termal Otelin devreye girmesi, Başkent Üniversitesi ile yapılan protokol çerçevesinde Kemal Paşa Mahallesinde yapılması planlanan Termal Kaplıca Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tesisi'nin ve Tepe İnşaat tarafından yapılması planlanan Termal Su Merkezi'nin devreye girmesi ile bu alandaki miktar ve kalite sorunun da yakın gelecekte çözümleneceği sanılmaktadır.
Kızılcahamam ve Çamlıdere'nin turizm zenginliklerinin yeterince tanıtılamadığını ve yapılabilecek turistik faaliyet çeşitliliğinin arttırılamadığını görüyoruz. Ayrıca bölgedeki turizm hareketliliğinin genellikle Ankara ve çevresinde ikamet eden yöre imanının sağladığını söyleyebilir.
Bölge ile ilgili kültürel değerleri ortaya çıkarmaya yönelik çalışmalarının yetersiz kaldığını söylemek mümkündür. Bu duyarsız bakış açısı bölgedeki kültür turizminin gelişmesinin önündeki en büyük engeldir.
Bölgedeki turizm faaliyetlerinin gelişim yönü, genellikle düşük ve orta gelir düzeyi insanlar yöneliktir. Bu durum turizm imkanlarının etkin kullanımı ve elde edilen gelirin randımanı açısından bir dezavantaj oluşturmaktadır.
Turizm faaliyetlerinin bölgeye sağladığı katkıları arttırmak ve bölgeyi daha iyi tanıtabilmek için alınabilecek önlemleri de şu şekilde sıralayabiliriz:
Yöre halkının özellikle ilçe merkezindeki esnaf ve sanatkarın turizm faaliyetleri hakkında bilinçlendirilmesi, faaliyetin sürekliliği ve etkinliği açısından gereklidir.
Turizm olgusunun, bu bölge için hayati önem taşıyan en önemli geçim kaynağı olduğunun bilincinde olan bölge belediyelerinin, bu olguya profesyonelce yakalaşarak, bünyelerinde turizm eğitimi almış kişilerden oluşturduğu Turizm Geliştirme;; Birimleri oluşturmaları gerekmektedir.
Tanıtıma yönelik faaliyetlerin artırılması ve bölgenin turistik bir cazibe merkezi haline getirilmesi, böylece insanların bu bölgeyle ilgili meraklarının harekete geçirilmesi gerekmektedir. Tanıtım faaliyetleri açısından festivallerin çok büyük önemi vardır. Her iki ilçemizde yapılmakta olan festivallerde bir ürünün reklamının da yapılması, hem üreticilerin teşvik edilmesi hem de o ürün ile bölgenin özdeşleştirilmesi açısından faydalı olacaktır.
Bölge Belediyelerinin Orman Bakanlığı ve Turizm Bakanlığı ile temasa geçerek bölgedeki turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesine yönelik çabalar içine girmesi ve turizm faaliyetlerinin dönemselliğini kırmaya yönelik kış turizmine de yönelinmesi gerekmektedir.
Bölgenin kültürel değerlerinin ortaya çıkarılması için bilimsel çalışmaların yapılması ve kültürel değerlerin turistik bir potansiyel haline getirilmesi gerekmektedir. Özellikle yüzey taraması ve arkeolojik kazıların yapılarak, bölgenin tarihi dokusunun da daha net şekilde ortaya çıkarılmasında, bu alanda akademik çalışma yapan yöremiz bilim adamlarına önemli sorumluluklar düşmektedir.
Kızılcahamam ve Çamlıdere bölgesindeki turizm olgusu açısından hayati nitelik taşıyan, ekolojik dengenin korunmasına yönelik, kaymakamlıklar ve belediyeler bünyesinde uzun dönemli ilke kararların alınması ve halkın da bilinçlendirilerek bu ilke kararlara sahip çıkmasının sağlanması, ekolojik dengenin korunması açısından önemli görülmektedir.
_______________________________________________
Kaynak: Mehmet Cahit GÜRAN. G.Ü. Ticaret ve Turizm Fakültesi Araştırma Görevlisi. Tarihte ve Günümüzde Kızılcahamam-Çamlıdere Yöresi Sempozyumu. 21-22 Ekim 1995.